Thursday, January 9, 2014

Remember How Lucky You Are // Ne Kadar Şanslı Olduğunuzu Hatırlayın


A friend posted on Facebook that a cook carrying and pouring kilos of boiled water in a giant cooking pot, burnt his feet with this water while pouring it. The cook had a social security but not work security and the hospital he went for emergency didn't have any "burnt" department either. Think of the pain he had on his feet. Think of him feeling desperate. Think of the scars which will remain there forever. A man earning his life for his family must have this much pain at an unexpected time?
I saw a man carrying many 50 kilos of vegetable cases to a supermarket on his back. He was coughing so so much. He was so ill however he had to carry them to earn money. He had to. I guessed he had no luxury to stay at home to heal. He must have chosen earning money instead of being hungry for the next couple of days.
I remember the firemen some years ago getting burnt in a ship construction area's fire. Uniforms were not proper for that fire nevertheless they were sent to enter that giant fire.. They mostly died or got wounded and burnt..
Again in the same area many ship construction workers fell from ships in random work days and died. No one thought to buy and tie "life guard nets" around those ships.
In another construction area the building workers' container "to sleep in" burnt because of a cheap heater. They couldn't get out and they died.
A building construction worker died having a heart attack under the midday summer sun with over 30˚C. The chief never said "have a break today" to them and he was the victim that day.
How many times have mine workers been lost?
Remember how lucky you are. When you feel ill, you can stay at home, right? How many kinds of caprises do you have in your mind thinking not going to work? And how many people do you think really sweat to earn that day's bread?

***

Bir arkadaşım Facebook'ta bir aşçının içinde kilolarca kaynak su bulunan dev yemek kazanından suyu dökerken ayaklarını bu kaynak suyla yaktığını yazdı. Aşçının sosyal güvenliği vardı ama iş güvenliği yoktu ve acil bölümüne gittiği hastanenin "yanık" ünitesi de yoktu. Ayaklarındaki acıyı düşünün. Çaresiz hislerini düşünün. Sonsuza kadar kalacak yara izlerini düşünün. Hayatını ailesi için kazanan bir adam hiç beklemediği bir anda bu kadar acı yaşamalı mı?
Bir adamı bir çok 50 kiloluk sebze sandığını süpermarkete sırtında taşırken gördüm. Çok çok kötü öksürüyordu. Çok hastaydı ama onları para kazanmak için taşımak zorundaydı. Zorundaydı. Evde kalıp iyileşmek için hiçbir lüksü olmadığını tahmin ettim. Gelecek birkaç gün aç kalmamak için para kazanmayı seçmiş olmalıydı.
Birkaç yıl önce gemi inşa alanında yanan itfaiyecileri hatırlıyorum. Üniformaları o yangın için uygun değildi yine de o dev yangına girmeleri için gönderilmişlerdi... Çoğu öldü veya ağır yaralandı ve yandı...
Yine aynı alanda birçok gemi inşaat işçisi sıradan iş günlerinde gemilerden düşerek öldü. Hiç kimse o gemilerin etrafına "hayat kurtaran ağlar" satın almayı ve bağlamayı düşünmedi.
Başka bir inşaat alanında bina işçilerinin içinde uyudukları konteyner ucuz bir ısıtıcı yüzünden yandı. Onlar dışarı çıkamadılar ve öldüler.
Bir bina inşaat işçisi 30˚C üzeri yaz öğle güneşi altında kalp krizi geçirerek öldü. Şefleri onlara asla "bugün ara verin" demedi ve o gün o kurban oldu.
Kaç defadır maden işçileri kaybediliyor?
Ne kadar şanslı olduğunuzu hatırlayın. Hasta hissettiğinizde, evde kalabiliyorsunuz değil mi? İşe gitmek istemediğinizde kafanızda kaç türlü kapris var? Ve sizce kaç kişi o günün ekmeğini kazanmak için gerçekten ter döküyor?